Geç Kalınmış Arayışlar Bölüm-II: Bulgaristan Denizaltı Peşinde mi?

 




Geçtiğimiz günlerde Euractiv’te yer alan bir haberde, "Bulgaristan’ın uzun envanterinde bulunmayan denizaltıları yeniden donanmasına katmak üzere bir ülkeyle anlaşmak üzere olduğu" belirtildi.

Son Romeo sınıfı denizaltısını 2011 yılında hizmet dışına ayırarak, denizaltı filosu ile birlikte yerine konulması son derece zor olan denizaltı ihtisaslı personel gücüne de veda eden Bulgaristan, Ukrayna Krizi hızla tırmanırken savunma hattını güçlendirmek istiyor gibi görünüyor.

Her ne kadar denizaltı tedarik kaynağına yönelik bir ülke adı zikredilmiyor olsa da son dönemde İsrail ile de denizaltı tedarik anlaşmasına imza atan Almanya bu konuda en büyük aday. Almanya çatışma bölgesi olarak gördüğü Ukrayna’ya silah satışına sıcak bakmazken, denizaltı gibi stratejik bir silahın Bulgaristan’a teslimi ile Rusya karşısında gölge ama önemli bir adım atabilir.

Bulgar Savunma Bakanı Stefan Yanev’in, “tedarik edilmesi planlanan denizaltıların yeni olmamakla birlikte iyi durumda olacağı” bilgisini vermesi, daha önce hizmet dışına ayrılan Norveç denizaltılarına göz kırpan Bulgaristan’ın bu defa başka bir kaynağa yöneldiğini gösteriyor.

Bulgaristan henüz Ukrayna Krizi ile ilgili şahin tavırlar sergilemeyen ülkelerden biri. Bölgedeki bir savaşın, Karadeniz’e kıyısı olan ülkeleri diğerlerinden çok daha fazla etkileyeceği gerçeğiyle yüzleşmiş gibi görünüyor. Bu nedenle attığı adımlar ülke ekonomisi ve krizin politik askeri gerçekleri ile daha uyumlu.

Bir Denizaltı Neyi Değiştirir?

1992 yılında İran’ın ilk Kilo sınıfı denizaltısı Körfez’de göreve başladığında, tek bir denizaltı tehdit algısında çok şeyi değiştirmişti.

Aynı şeyi, Karadeniz’de 6 adet Kalibr güdümlü mermisi atma kapasitesine sahip Kilo sınıfı denizaltı işleten Rusya’ya karşı söylemek mümkün olmasa da yeni bir denizaltı gücü her zaman tüm hesabın yeniden yapılmasına neden olmakta.

Ukrayna’nın 2014 krizinden donanma namına kalan ve halen sancak gemisi olarak kullanılan Hetnay Sahadachniy fırkateyninin ülkenin ana deniz gücünü oluşturduğu dikkate alındığında, Rus donanmasının denizde fazla oyalanmayacağı açık. Ukrayna için inşası devam eden 4 adet MİLGEM’in ilkinin oyuna girmek için ise önünde bir yıldan fazla süre var.

Karadeniz’de önemli bir denizaltı gücü barındıran Rusya, denizaltılarını Ukrayna deniz hedeflerinden ziyade, bölgede bulunabilecek davetsiz misafirlere karşı ve Ukrayna’nın derinliklerine güdümlü mermi hücumları yapmak için kullanabilir. Halen Karadeniz filosunda bulunan Rostov-Na-Donu denizaltısı, 2015 yılında IŞİD hedeflerine Kalibr angajmanı gerçekleştirmişti.

Denizaltı Almak mı, Denizaltıcı Yetiştirmek mi Zor?

Benzer tedarik girişiminin, yaklaşık 27 yıldır aktif denizaltı gücü bulunmayan Romanya tarafından 2018 yılında başlatıldığını ancak hala elle tutulur bir ilerleme kaydedilemediğini hatırlatmakta fayda var. Bu arada Romanya, aktif olmasa da kalan son denizaltısını eğitim maksadıyla kullanmaya devam ediyor.

Denizaltı işletmeye ara veren bir donanma, yeniden denizaltı tedarik etse bile denizaltıcı yetiştirmek için ciddi bir eğitim sürecini göze almak zorunda. Karmaşıklık açısından en komplike mühendislik projeleri içerisinde yer alan denizaltıları işletecek personelin yetiştirilme süreci de bu karmaşık sistemlere uygun şekilde zahmetli ve maliyetli.

Bu açıdan bakıldığında, Karadeniz’de oyuna stratejik bir silahla dahil olmak isteyen kıyıdaş ülkeleri zorlu bir sürecin beklediği açık.

Haberin tamamına bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

 

 

 


Yorum Gönder

0 Yorumlar