Yunan Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Petrakis, Deniz Kuvvetleri ve Aziz Nikaola Anma Günü kapsamında düzenlenen törenlerde Yunan Deniz Kuvvetlerinin geleceğine yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
Konuşmasında Yunan Donanmasının geçmişte özellikle Türklere
karşı olan zaferlerinden bahsettikten sonra, son dönemde çarpıcı bir şekilde
hızlanan silahlanma yarışına ilişkin güncel durum paylaşıldı ve donanmanın
içinden geçtiği süreç ayrıntılı olarak anlatıldı.
Konuşmanın ana eksenine oturan Belharra modernizasyonu yanı
sıra, özet olarak aşağıdaki başlıklarda bilgilendirme yapıldı.
- Belharra’lar Yunan modernizasyon programının belkemiği olup, özlenen sıçramayı yapmak üzere dört gözle beklenmektedir. Bu gemiler caydırıcılık sağlayacağı gibi, olası bir çatışma durumunda sonucu belirleyici güç olacaktır.
- Son dönemde icra edilen görevler, Yunan Deniz Kuvvetlerinin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki kararlılık ve üstünlüğünü göstermektedir.
- Eskiden olduğu gibi, mevcut gemiler ne kadar eski olursa olsun, üstün nitelikli Yunan denizcileri her türlü düşmanı yenecek güçtedir.
- Denizaltıların torpidoları ile torpido karşı tedbirlerinin geliştirilmesine yönelik çalışma devam etmektedir.
- 6’ncısı teslim alınan Super Vita sınıfı KARATHANASIS (adını Kardak krizinde hayatını kaybeden AB-212 pilotundan almaktadır), modern donanmanın gelişini simgelemektedir.
- Yunan Donanmasının komuta kontrol ve muhabere anlayışını değiştirecek yüksek frekanslı veri ağı AEGEAN, genişletilerek yaygınlaştırılacaktır.
- Ege Denizi’ndeki gözetleme kapasitesini artırmak üzere ABD ile ortak çalışmalara devam edilmektedir.
- Korvet tedarik programı, teknoloji transferi gerekliliklerini sağlayacak şekilde yürütülmek üzere çalışmalara devam edilmektedir.
- İnsansız deniz ve hava araçları Donanma envanterine alınmak üzere çalışılmaktadır.
- Modern donanmaya giden yolda boşluk olmaması için, kendini ispatlamış fırkateyn ve denizaltı tedariği arayışı sürmektedir.
Konuşmanın hamaset kısmı ve diğer önemli başlıklar kenara
bırakıldığında, “acil çözüm için kendini ispatlamış fırkateyn ve denizaltı
tedariği” teoride kullanılmış platformları içerebileceğinden, savunma
anlayışında ciddi bir ayrım olarak öne çıkıyor.
Diğer platformlardan farklı olarak, kullanılmış denizaltı
tedariği pratikte son derece zor görünüyor. Sebepler arasında, ülkelerin eğitim
ve lojistik kaygılarla denizaltılarını ekonomik ömrünün sonuna kadar elinde
tutma motivasyonu başı çekiyor.
Diğer zorluklar ele alındığında, bu platformları ikinci el
alacak donanmaların karşılaşacağı güven problemi öne çıkıyor. Suüstü gemisi
tedariğinde yanılgının bedeli genelde mali olurken, denizaltıların özel
durumları nedeniyle hatalı seçimlerin insan hayatı ile test edilmesi son derece
olası bir ihtimal. Bu nedenle de bu tip transferler, taşıdığı risklerle doğru
orantılı olarak son derece kısıtlı.
Tüm bu çeldiricilere rağmen, açık kaynaklarda hedef ülkeler
bile belirlenmiş gibi görünüyor. Yunan kaynaklarında, Brezilya Donanmasından 1400
tonluk Tupi sınıfı Tip 209 denizaltıların potansiyel kaynak olabileceği konuşuluyor.
Yunan Deniz Kuvvetleri Komutanı tarafından dile getirilen
hususların uygulanabilirliğine yönelik ciddi şüpheler olsa da, Yunan tarafının
silahlanma yarışındaki iştahının hız kesmeden devam ettiği ve düzensiz tedbirlerin
devamının geleceğini öngörmek zor değil.
Konuşmanın orijinal metnine bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
0 Yorumlar