Yunanistan’ın yeni nesil fırkateyn
tedarik programını Fransız Belharra ile sürdüreceği, geçtiğimiz dönem içerisinde açıklanmıştı. Korvet programı
için de Fransız Gowind ve Hollanda’nın SIGMA tasarımları üzerinde çalışmaların
devam ettiği basına yansımıştı.
Bu gelişmelerin bir parçası olarak silah ve sensör
sistemlerinin yanında en büyük paradigma değişikliğinin, TACTICOS’un yerini
alması gündeme gelen SETIS Komuta Kontrol Sistemi olması öngörülüyor. 3 adet
Belharra sınıfı fırkateyninin yanı sıra, halen görüşmeleri devam eden korvet
projesinin de SETIS ile donatılması, komuta kontrol sistemlerinin gelecek projeksiyonuna
da yön verecek.
SETIS son olarak, Malezya tarafından tedarik edilen Gowind
korvetlerinde TACTICOS’a karşı tercih edilmişti. FREMM’lerde kullanılan yazılım
temel alınarak geliştirilen SETIS, son derece yenilikçi ve özgün bir yaklaşımla
tasarlanan kullanıcı arayüzü ile ayrışıyor. Bu nedenle, geleneksel TACTICOS
kullanıcılarının, düşünsel ve yapısal değişiklikler içeren SETIS’e adaptasyonunun,
vakit alabileceği değerlendiriliyor.
Yunan Belharra’nın teçhiz edileceği ASTER-30 ve SeaFire gibi
sistemlerin yüksek verimlilik ve performans ile kullanılmasına olanak tanıyacak
SETIS, gemide bulunacak tüm silah ve sensör sistemlerini, ergonomik bir
arayüzle karar vericiler ve operatörlerin erişimine taşıyor. Son derece yenilikçi
donanım ve yazılıma sahip olduğu genel kabul gören SETIS’in en tartışılır yönü,
fazla Fransız olması.
Komuta kontrol sistemleri, karar vericilerin taktik resmi
değerlendirdiği ve harekâtı yönlendirdiği temel arayüzler olduğundan; resmin tüm
paydaşlar tarafından doğru anlaşılması ve harekatın etkin yönlendirilmesi
açısından, mimari bütünsellik önem taşıyor. Bu nedenle platformlar
arasındaki komuta kontrol sistemlerindeki dramatik farklılıklar, komuta ve
kontrol anlayış bütünlüğüne olumsuz etki edebiliyor. Bu noktada SETIS’in
Fransız kalması, gemi bütünselliğine olumlu etki ederken, kullanım konsepti
açısından potansiyel güçlükler içeriyor.
Bunun yanı sıra, Yunanistan gibi platform, silah ve sensör
seti temininde, siyasi, ekonomik ve teknolojik olarak dönemsel çeşitlilik eğilimi
olan bir ülkenin, farklı bir silah veya sensör sistemini SETIS’e nasıl entegre
edeceği de problemli bir alan oluşturuyor. Her ne kadar SETIS donanımının açık
sistem mimarisi gereği Rafta Hazır Ticari (RAHAT) ürünlerden oluştuğu ve entegrasyon problemi
yaşanmayacağı belirtilse de özellikle yazılım alanında SETIS üreticilerinin
rakipleriyle aynı masaya oturmakta ne derece istekli olacağı risk olarak ortaya
çıkıyor.
Örnek vermek gerekirse, Belharra’nın yolda veya ileride Rhyteon
yapımı herhangi model bir SM güdümlü mermisi ile donatılması istenmesi durumunda,
öncelikle bunun için ABD tarafının onayı gerekiyor. Bu entegrasyon bir kere
yapıldıktan sonra da her SETIS satışında ABD onayı aranması durumu ortaya
çıkıyor. Bu durum, Fransa gibi ekonomik ve teknolojik özgürlükten ödün vermek
istemeyen bir ülkenin, SETIS’i geliştirme amacının sekteye uğramasına neden
oluyor. Bu da SETIS işleten donanmaları silah ve sensör seçiminde kısıtlayarak,
bir yerde Fransız bileşenlerin bağımlısı yapıyor.
SETIS’in diğer bir önemli özelliği de GENESİS ADVENT benzeri
görev grubu çevrimi servisleri sunması. Her ne kadar mevcut durumda geniş bant
veri iletişiminden yoksun görünse de SETIS’in, mevcut Link sistemleri (Link-11,
Link-16 ve Link-22) üzerinden temas değişimi ötesinde komuta kontrol
fonksiyonlarının paylaşılması da söz konusu.
Bu noktada SETIS’in geliştirilmesinde Siber Güvenlik
fonksiyonlarına özel önem verildiğini belirtmekte fayda var.
Sonuç olarak; GENESİS ile başlayan ve ADVENT ile devam eden
özgün komuta kontrol sistemlerinin üstüne konarak geliştirilmesi ve öncü
konumlarının muhafaza edilmesinin önemi bir kez daha öne çıkıyor. Platform,
silah ve sensör tedarik programlarının tek başına yerlileşmeyi sağlayamayacağı,
özellikle karar destek fonksiyonlarını geliştirmenin son derece önemli olduğu,
Yunanistan’ın devam eden komuta kontrol sistemi tercihinde yaşadığı ikilemde açıkça görülüyor.
0 Yorumlar